34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
฿%
Ξ%
%
19 Ekim 2021 Salı
Denizli kent merkezinde Memur-Sen’in öncülüğünde Denizli Gönüllü Teşekküller Platformu, Tügva ve İHH; İsrail’in, Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa ve Filistinli Müslümanlara karşı uyguladığı zulmü, barbarlığı ve vahşeti protesto etmek için Denizli Çınar Camii’nde toplandı. İkindi namazının ardından Kudüs’te şehit edilenler için gıyabi cenaze namazı kılınarak, Memur-Sen İl Temsilcisi Feyzullah Öselmiş tarafından basın metni okundu.
İsrail’in müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa ve Filistinlilere uyguladığı zulmü ve saldırılarını protesto etmek üzere Denizli kent merkezinde STK’lar toplandı gıyabi cenaze namazı sonrasında yapılan açıklamada
”Filistin, saldırı altında… Kudüs, kirli postallar altında eziliyor… Mescid-i Aksa, gettolaşmış ruhların, terörist canilerin tasallutu altında. Ve bir halk direnmeye devam ediyor, iki yüzlü dünyaya inat, başını kuma gömen idraksizlere inat. Bir halk, bir ümmet ölüme aldırış etmeden, korkak düşmanın üzerine yürüyor. Unutmak felakettir…
Biz bugün burada hatırlatma yapmak için, o, teröre karşı direnen ve her neresinden bakarsanız bakın insan olmanın onurunu kurtarmak için, imanın izzetini korumak adına çoluk çocuk demeden, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla canını ortaya koyan yiğitlerin mücadelesine omuz vermek, insan olmanın asgari şartını yerine getirmek için toplandık. Evet. İnsan olmanın asgari şartı bugün bu meydanda toplanmaktır. Salgını stratejik bir aparata dönüştüren, insanlığın bu zayıf anında hayâsızca ilk kıblemiz Mescidi aksaya saldıran terörist İsrail’in yaptıklarını telin etmek, asgari bir durum arz etmektedir.
Fakat biz şunu da biliyoruz: Ziyanda olan bu asırda, başta ABD olmak üzere sistemin egemenleri ve maalesef onların kurguladığı sistemin oluşturduğu kirli düzeni görmezden gelenler, terörist İsrail’in kanlı stratejisinin küresel ölçekte desteklenmesine sebep olmaktadır. Kirli medya düzeniyle, artık her neresinden bakarsanız bakın adaleti değil, güçlünün kanlı düzenini perdelemekten başka işlevi olmayan uluslararası hukukuyla bu sistem, bu düzen kanı ve terörü desteklemektedir. Onun için terörist İsrail bu kadar fütursuz, bu kadar hayâsız davranmaktadır. Onun için İsrail, kan ve vahşetle şekillendirdiği işgal stratejisini devam ettirmektedir. Tam da bu yüzden, herkes sussa da, Filistin’de, Kudüs’te bizim canımız ciğerimiz dediğimiz kardeşlerimize karşı sürdürülen terör politikalarına karşı haykırmaya, bu kirli düzenin üzerini örtmeye çalıştığı hakikati yılmadan usanmadan hatırlatmaya ve gerçekleri yüzlerine çarpmaya devam edeceğiz. Nasıl ki orada kardeşlerimiz direniyor… Biz de burada direnmeye devam edeceğiz bu kör düzene karşı. Yılmayacağız! Usanmayacağız! Orada, insanlığın haremine yapılan saldırılara karşı direnen yiğitlerin sesi olacağız, sözü olacağız, bu küresel kirli stratejiye karşı biz de burada direneceğiz. İsrail bir yalan üzerine kurulmuştur. Siyonist rejimin oluşturduğu bu yalan düzeni elbette yenilecek. Kimileri, gücün oluşturduğu anaforda bunu göremeyebilir, pusabilir. Fakat biz zulmün abat olmayacağına iman etmişiz. Filistin’de, teknolojiye sırtını dayamış küresel Ebrehe’nin fillerine karşı taşla sapanla direnen ebabillerin galip geleceğini göreceğiz hep birlikte. Ne var ki, terörist İsrail’in oluşturduğu kanlı politikalara karşı kulaklarını tıkayıp, başını kuma gömenlerin büyük bir hüsrana uğrayacaklarını da hatırlatmak isteriz.
Biz biliyoruz ki; Korku ve şiddetin üreteceği tek şey vardır o da terör. İsrail’in bu bölgeye yerleşme sürecine bir bakın, temelinde terör göreceksiniz. İsrail’in sözde kurucusu ve sözde ilk cumhurbaşkanı Ben Gurion ve ondan sonra görev alan birçok yöneticisi, terörün içinde bulunmuş kişilerdir. Yani İsrail’in temelinde terör vardır, kan vardır, kin vardır ve ırkçılık üzerine bina edilmiş Siyonist rejimin oluşturduğu ipe sapa gelmez kör bir inanç vardır. Siyonistlerin ilk saldırılarını hatırlamadan… İşgal edilen ilk şehir Hayfa’yı hatırlamadan… İki yüzlü emperyalistlerin çatışmalı bölgeler teorisini bilmeden… Mescid-i Aksaya yapılan saldırıları anlayamayız. Ama bu bir mücadeledir: hak ve batılın mücadelesi. Evet, bu insanlık ve adalet mücadelesidir. Bugün İsrail ve onu destekleyenlere karşı, onunla işbirliği yapanlara karşı verilecek mücadelenin sonunda insanlık adalete ulaşacaktır. Tarih İsraili devlet olarak, bilim Siyonizm’i fikir olarak reddetmiştir. Bu açık ve net. Şimdi sıra Müslümanlarda ve dünyanın tüm iyi insanlarında; İsrail’i kanıyla, kiniyle ve kiriyle, zulmü ve terörüyle zihinlerimizde reddetmenin, işgalci olduğu coğrafyadan ve sistemlerden defetmenin vaktidir. Bir Filistinli çocuğun gözünden düşen bir damla bugün insanlığın bütünü için Nuh tufanı hükmündedir. Hepimizi kurtaracak Nuh’un gemisi ise İsrail’e karşı dirayet, Filistin’de, Kudüs’te ve Mescidi Aksa’da adalet için mücadeledir. Bunun yolu da hükmü de bellidir: Adı filistin başkenti Kudüs, manevi zemini Mescidi Aksa olan Bağımsız ve Özgür bir devlettir. Herkes bilsin ve duysun ki, Mescid-i Aksa barış dini İslam’ın ve Müslümanların mabedidir. Bununla birlikte, bu kutlu mabed barış ve huzur için bütün insanların haremedir. Herkes bilsin, duysun ve inansın ki; Kudüs Filistin’dir. Kudüs İslam şehridir. Kudüs, bütün inançların medeniyet birikimidir. Ve herkes şunu görecek ki; Filistin, özgür ve bağımsız yaşayacak. Filistin, Siyonist işgalden, Filistinliler Siyonist vahşetten çok yakında azade olacak. İnanıyor ve iman ediyoruz, zulüm değil adalet hâkim olacak. Biz, Memur sen ailesi olarak, tüm sivil toplum kuruluşlarına ve adalet arayışı içinde olan her kesime bu mücadelede yerini alması için bir çağrıda bulunuyoruz. Kudüs te adalet bütün dünyada adalet demektir. Çünkü adaletin düşmanı Siyonizm ve onun beslendiği emperyalizmdir. Mescidi aksa özgürleşmeden dünyada özgürlükten bahsedemeyiz. Çünkü özgürlüğün en büyük düşmanı siyonizmin yeşerdiği bu kirli düzendir.” ifadelerine yer verildi.
Sivil toplum ögütlerinden oluşan grup basın açıklmasının ardından dağıldı.